Dijital Etik

İÇİNDEKİLER

1.)ÖZET

2.)Dijital Vatandaşlık Nedir?

3.)Dijital Etik Nedir?

4.)Dijital Etik Davranışlar Nelerdir?

5.)Sosyal Medyanın Kötüye Kullanımı: Etik Sorumluluğumuz Nedir?

6.)Dijital Etik Kavramının Sınırları ve Kapsamı Nelerdir?

7.)Dijital İletişimde Empati Eksikliği: Etik Normları Nasıl Geliştirebiliriz?

1.)ÖZET

Dijital vatandaşlık, çevrimiçi ortamlarda bireylerin hak, görev ve sorumluluklarının farkında olmasını ve çevrimiçi topluma katılımını vurgular. Bu kavram, internet kullanımının günlük hayatta yapılan davranışlarla uyumlu olması gerektiğini ifade eder. Dijital vatandaşlık, dijital okuryazarlık, çevrimiçi güvenlik ve bilgi ayrımı gibi becerileri içerir.

Öte yandan, dijital etik, çevrimiçi etkileşimlerde ahlaki doğruları belirleyerek teknolojinin kötüye kullanılmasını engeller. Toplumsal normlara ve hukuki çerçeveye dayanarak nefret söylemi, taciz ve manipülatif içerikler gibi zararlı davranışlardan kaçınılması gerektiğini vurgular. Kişisel verilerin korunması da dijital etik açısından büyük önem taşır.

Bu kavramların uygulanması, toplumsal bilincin artırılmasını ve bireylerin sorumluluk almasını gerektirir. Empati eksikliği gibi sorunlarla başa çıkmak için ise bireylerin duyarlı olması ve dijital iletişimde saygı, hoşgörü ve açık iletişim gibi temel değerleri benimsemesi önemlidir. Sonuç olarak, dijital dünyada etik davranışların teşvik edilmesi, daha sağlıklı ve olumlu bir çevrimiçi ortamın oluşturulmasına katkı sağlar.

Anahtar Kelimeler: Dijital vatandaşlık, çevrimiçi ortam, hak, görev, sorumluluk, çevrimiçi toplum, dijital etik, ahlaki doğrular, internet kullanımı, dijital okuryazarlık, çevrimiçi güvenlik, bilgi ayrımı, toplumsal normlar, hukuki çerçeve, kişisel veri koruma, toplumsal bilinç, empati eksikliği, saygı, hoşgörü, açık iletişim.

2.)Dijital Vatandaşlık Nedir?

Dijital vatandaşlık (siber vatandaşlık veya e-vatandaşlık), kişilerin çevrimiçi ortamlardaki hak, görevi ve sorumluluklarının farkında olması, internet teknolojilerini bu farkındalıkla kullanması ve toplum işlerine çevrimiçi olarak katılma becerisidir. 2000’li yılların başında ortaya çıkmış bir kavramdır. Dijital vatandaşlığın temel ilkesi, günlük hayatta yapılmayan davranışların internet ortamlarında da yapılmamasıdır.[1] Dijital vatandaş olma; dijital okuryazarlık, çevrimiçi güvenlik, özel ve halka açık bilgilerin ayırt edebilmek gibi becerilere sahip olmayı gerektirir[2]

https://tr.wikipedia.org/wiki/Dijital_vatanda%C5%9Fl%C4%B1k Erişim Tarihi: 28.04.2024 18.0

3.)Dijital Etik Nedir?

Etik kavramı, yanlışı doğrudan ayırabilmek için ahlak kavramının doğasını anlamaya çalışır. Etik kavramı, doğru ve yanlış gibi ahlaki değerlerin ne olduğu ve eylemlerin nasıl olması gerektiğini inceleyen bir kavramdır. Etik kavramı, uyumluluk olarak da nitelendirilmektedir. Etik kavramı, genelinde felsefi bir kavram olarak adlandırılır. Günümüzde toplumların uyması gereken ahlaki ilkeler ve kuralların olduğu gibi tıpkı internet ortamında da uyarlanmalıdır. Özellikle günümüz toplumlarının dijitalleşme sürecine bu kadar önem vermesiyle dijital etik kavramı ortaya çıkmıştır.

Dijital etik; internet üzerinden yapılan tüm iletişim süreçlerinde ahlaki açıdan doğru davranışları belirleyen bir kavramdır. Dijital etik, teknolojiyi kötüye kullanmayarak başkalarına zarar vermemeyi sağlayan ve doğru davranışı teşvik eden kurallara denir. Günümüzde gerçek hayatta bireylere gösterdiğiniz nezaket ve görgü kuralları, ahlaki kurallar, saygı ve nezaketin internet ortamında gösterilmesini kapsar. 

Dijital etik, internet üzerinde iletişimde bulunma durumunda doğru ve ahlaki olan davranışları belirleyen bir kavramdır. Bunun yanında yanlış ve ahlaki olmayan davranışları da belirleyen bir kavramdır. Dijitalleşme ile artan çevrimiçi ortamlarda bireylerin hak ve hukukuna saygılı olmak için nelerin yapılıp nelerin yapılmaması gerektiğini bildiren bir kavramdır. Bu kavram, sanal ortamda kaynakları kullanırken eleştiri yapabilmeyi, çevrimiçi yapılan davranışların sonuçlarını öğrenmeyi ve ahlaki olarak çevrimiçi kararlar alabilmeyi sağlayan bir kavramdır.

Dijital etik, teknolojiyi kötüye kullanmayarak başka kişilere zarar vermemeyi ve sanal dünyada doğru davranışları uygulamayı teşvik eden bir kavramdır. Bu kavram bilişim teknolojilerinin sunduğu dezavantajlardan ortaya çıkmıştır. Dijitalleşme kavramı yaşamın her alanını ele geçirince de konuşulması gereken önemli konulardan biri haline gelmiştir.

Bu ortamlarda yaşanılan sıkıntılar ve sorunlar bu kavramın tartışılması gerektiğini gözler önüne sermektedir. Her türlü iş ve eylemlerin online ortama bağlı olarak gelişen ahlaki paradoks ve etik sorunların geleneksel etik kavramı üzerinden yararlanılarak ve yeni etik kavramı tanımı yapılarak ele alınmasını ve çözüm önerilmesini ifade eder.

Dijital etik kavramın sınırları günümüzde hala belirsizdir. Ayrıca bu kavramın yalnızca kişisel mahremiyet boyutunda incelenmemesi gerekir. Kişisel mahremiyetten daha fazlasını içermelidir. Dijitalleşme ile beraber oluşan dijital öznenin eylemlerine rehberlik etmelidir. Burada devreye dijital etik eylemler devreye girmektedir.

https://www.iienstitu.com/blog/dijital-etik-nedir Erişim Tarihi 28.04.2024 18.10

4.)Dijital Etik Davranışlar Nelerdir?

Dijital etik kavramının dijital dünyadaki doğru ve yanlışların ahlaki ölçütler çerçevesinde değerlendirilmesi olduğundan bahsettik. Peki dijital ortamda doğru/yanlışlar, kime/neye göre belirleniyor? Bu noktada ilk olarak toplumsal ölçütlerden ikinci olarak da bu durumun hukuki boyutundan bahsetmek istiyorum. 

Toplumsal normlara bakıldığında yalan söylemek, nezaketsiz olmak, insanları kandırmak, dolandırmak, cinsiyet, din, ırk üzerinden ayrımcılık yapmak gibi kendimiz dışındaki insanlara zarar veren, kişileri rahatsız eden tüm davranışlar etik anlayışına uygun olmayan davranışlar olarak kabul görmektedir. Aslında dijital dünyada da bu durum çok farklı değildir. Tek fark bu davranışların sanal bir ortamda gerçekleşiyor olmasıdır. 

Bir Instagram kullanıcısının fotoğrafının altına, bir sorumluluk getirmiyor gibi kin kusmak, hakaret içeren paylaşımlarda bulunmak dijital dünyanın etik anlayışına karşı hareket etmeye girer. Markalar özelinde bakacak olursak bir markanın sattığı ürünü olduğundan farklı göstererek pazarlama çalışması gerçekleştirmesi de dijital etik kavramına takılacak uygunsuz hareketlerdendir. 

Hukuksal açıdan baktığımızda, 2016 yılında yürürlüğe giren KVKK (Kişisel Verilerin Korunması Kanunu) nın dijital dünyanın kontrolsüz hareket alanına bir sınırlama adımı olduğunu söyleyebiliriz. Kişisel veri, kişiye doğrudan ya da dolaylı olarak bağlı tüm bilgileri kapsamaktadır. Ad soyad, nüfus cüzdanı, pasaport, araç bilgileri, telefon numarası gibi daha birçok veri kişisel veri olarak tanımlanmaktadır. KVKK ile kişisel tüm bilgilerin üçüncü kişilerle paylaşılması net olarak yasaklanmış durumdadır. Bunun ihlalinin doğuracağı yasal sonuçlar bulunmaktadır. KVKK ile siber suçların, kişisel bilgilerin çalınmasının, kullanılmasının önüne geçmek hedeflenmiştir. Dijital etik çerçevesinden bakıldığında bu adım sanal dünyadaki varlığımızı hukuksal olarak koruyarak dijital etik kavramının destekleyicisi olmuştur. 

https://netvent.com/dijital-etik-nedir/ Erişim Tarihi 28.04.2024 18.29

5.)Sosyal Medyanın Kötüye Kullanımı: Etik Sorumluluğumuz Nedir?

Günümüzde sosyal medya, iletişimimizin önemli bir parçası haline gelmiştir. Ancak, bu popüler platformların kötüye kullanımı, etik sorunları da beraberinde getirmektedir. İnsanlar olarak, sosyal medyayı doğru ve etik bir şekilde kullanma sorumluluğuna sahibiz. Bu makalede, sosyal medyanın kötüye kullanımının etkileri ve etik sorumluluklarımız hakkında daha fazla bilgi edineceksiniz.

Sosyal medya, herkesin düşüncelerini paylaşabileceği, bilgi alışverişinde bulunabileceği ve çeşitli topluluklara katılabileceği bir platformdur. Ancak, bazı kullanıcılar bu fırsatları yanlış amaçlar için kullanmakta ve insanların özel hayatını, itibarını veya gizliliğini ihlal etmektedir. Örneğin, başkalarını taciz etme, nefret söylemi yayma veya manipülatif içeriklerle insanları yanıltma gibi durumlar sıkça karşılaşılan sorunlardır.

Bu tür kötüye kullanımların sonucunda, zarar gören kişilerin psikolojik sağlığı olumsuz etkilenebilir. Ayrıca, sosyal medya üzerinden yayılan yanlış bilgiler toplumun genel sağlığını tehdit edebilir. Örneğin, yanlış tıbbi bilgilerin yayılması veya yanıltıcı haberlerin yaygınlaşması, insanların doğru bilgilere ulaşmasını engelleyerek ciddi sonuçlara yol açabilir.

Bu sorunları çözmek ve sosyal medyanın olumsuz etkilerini azaltmak için, etik sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz. Öncelikle, kendimizi ve başkalarını zarar verici içeriklerden korumalıyız. Tehdit veya tacize maruz kalan kişilere destek olmalı ve bu tür davranışları rapor etmeliyiz. Ayrıca, paylaştığımız içeriklerin doğruluğunu kontrol etmeli ve yanlış bilgilerin yayılmasına katkıda bulunmamalıyız.

Sosyal medyayı etik ve sorumlu bir şekilde kullanmanın yollarından biri, başkalarının gizliliğine saygı göstermektir. Kişisel bilgileri izinsiz paylaşmamalı ve başkalarının fotoğraflarını veya içeriklerini izinsiz kullanmamalıyız. Aynı zamanda, nefret söylemi veya ayrımcılık içeren içerikleri yaymaktan kaçınmalıyız. Empati kurarak farklı düşüncelere saygı duymalı ve olumlu bir diyalog ortamı yaratmalıyız.

sosyal medya platformlarının kötüye kullanımı etik sorunlar doğurur. Bizler, sosyal medyayı sorumlu bir şekilde kullanarak bu etik sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz. Başkalarının gizliliğini ve itibarını korumak, yanlış bilgilerin yayılmasına katkıda bulunmamak ve nefret söylemi gibi olumsuz davranışlardan kaçınmak önemlidir. Her bir bireyin, sosyal medyanın gücünü farkında olarak etik değerlerimizi korumalı ve daha sağlıklı bir çevre oluşturmaya çalışmalıyız.

https://guncelbilisim.com.tr/dijital-etik-ve-sorumluluk/ Erişim Tarihi 28.04.2024 18.35

6.)Dijital Etik Kavramının Sınırları ve Kapsamı Nelerdir?

Dijital Etik Kavramının Sınırları ve Kapsamı

Dijitalleşme sürecinde, etik kavramı üzerinde yeterince düşünmemiz gereken önemli bir konudur. İnternet teknolojisi, Nesnelerin İnterneti (IoT), robotlar ve biyometri teknolojisi gibi alanlarda giderek artan etkileşimler nedeniyle, dijital etik kavramının sınırları ve kapsamı netleştirilmelidir. Özellikle kişisel verilerin korunması, bireysel güvenlik, otonomi ve adalet gibi konular, bu kapsamda değerlendirilmelidir.

Kişisel Verilerin Mahremiyeti ve Korunması

Diğer yandan, dijitalleşme süreci boyunca gerçekleştirilen çalışmaların büyük bir kısmı, kişisel verilerin mahremiyeti alanında yoğunlaşmaktadır. Özellikle, sosyal medya ve Nesnelerin İnterneti (IoT) analizleri, verilerin paylaşılması ve toplanması konusunda büyük tehditler ortaya çıkarmaktadır. Bu tehditler, kişisel ve toplumsal düzeyde güvenlik, mahremiyet ve duygusal özgürlükler açısından olumsuz etkilere yol açabilmektedir.

Teknolojinin Hızlı Gelişimi ve Diğer Sorunlar

Dijitalleşme süreciyle beraber teknoloji ve yenilikler hızla gelişmekte ve tüketicilere yeni alternatifler sunmaktadır. Ancak, bu durum teknolojik tekelleşmeyi ve kanun tanımazlığı da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, dijitalleşmenin karanlık yüzüne karşı şirketlerin ve kurumların sorumlu tutulması gerekmektedir. Ayrıca, verilerin sadece belirli bir amaç çerçevesinde toplanması ve kullanılması prensibi benimsenerek, veri obezitesine son verilmelidir.

Dijital Etik ve Ahlaki İlkeler

Dijitalleşme sürecini etik kavramı ile tanıştırmamız gerektiği aşikârdır. Etik kavramı, doğru ve yanlış gibi değerleri ve eylemlerin nasıl olması gerektiğini inceleyen önemli bir değerdir. Dijital etik, internet üzerinden yapılan tüm etkileşimlerde ve süreçlerde ahlaki açıdan doğru davranmak olarak tanımlanmaktadır. Bu kurallara uyarak, bireyler başkalarına zarar vermeksizin teknolojiyi kullanabilmeli ve doğru şekilde hareket etmelidir.

Sonuç olarak, günümüzde dijital dünyada etik ve doğru davranışlar sergilemek artık daha önemli hale gelmiştir. İçinde yaşadığımız dijitalleşme sürecinin yönetiminin yanı sıra, bireylerin ve kurumların etik ilkelere bağlı kalmaları gerekmektedir. Bunun sağlanması, sorunların ve olası krizlerin önlenmesinde de büyük önem taşımaktadır.

https://www.iienstitu.com/blog/dijital-etik-nedir Erişim Tarihi 28.04.2024 18.43

7.)Dijital İletişimde Empati Eksikliği: Etik Normları Nasıl Geliştirebiliriz?

Dijital çağın gelişiyle birlikte iletişim şekillerimiz de büyük değişime uğradı. Ancak, bu yeni iletişim ortamlarında bazen bir şeylerin eksik olduğunu hissedebiliriz. Evet, doğru tahmin ettiniz: empati. Dijital iletişimde empati eksikliği giderek yaygınlaşıyor ve bu da etik normların zayıflamasına yol açıyor. Peki, bu soruna nasıl çözüm bulabiliriz?

Öncelikle, dijital iletişimde empatiyi artırmak için birey olarak sorumluluk almalıyız. Birinci adım, karşımızdaki insanı anlamaya yönelik bir yaklaşım benimsemektir. Bir mesaj veya yorum aldığınızda, sadece kelime ve cümleleri değil, altında yatan duyguları ve niyetleri de analiz etmeye çalışın. Empati, duygusal bağlantı kurabilmek ve başka birinin perspektifinden bakabilmek demektir.

İkinci olarak, dijital platformlarda etik normları güçlendirmek için toplumsal bilincin artırılması gerekmektedir. İnsanlar arasındaki diyaloglar, saygı, hoşgörü ve açık iletişim temellerine oturmalıdır. Birinin fikirlerine katılmak zorunda olmasak bile, düşüncelerimize saygılı bir şekilde ifade etmek ve önyargılardan kaçınmak önemlidir. Empati, dijital dünyada da her bir bireyin sorumluluğu altında olan bir değerdir.

Ayrıca, dijital iletişim platformlarının kullanıcı dostu hale getirilmesi gerekmektedir. Teknoloji şirketleri, empatiyi teşvik eden araçlar ve özellikler geliştirmelidir. Örneğin, anlamsız tartışmaları engelleyen veya yanlış anlaşılmaları azaltan özelleştirilmiş filtreleme sistemleri gibi mekanizmalar kullanılabilir. Bu gibi yenilikler, daha olumlu ve yapıcı bir dijital iletişim ortamı yaratmamıza yardımcı olacaktır.

Son olarak, eğitim kurumları ve işyerleri, dijital iletişimde empatiyi öğretmek ve teşvik etmek için çalışmalıdır. İnsanların duygusal zeka ve iletişim becerilerini geliştirmelerine yönelik programlar sunulmalıdır. Ayrıca, paylaşılan içeriklerin etik açıdan incelenmesine ve manipülasyonu engellemeye yönelik bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmelidir.

Dijital iletişimde empati eksikliği, bireysel ve toplumsal düzeyde üzerinde çalışılması gereken bir konudur. Empatiyi artırmak için her birimiz sorumluluk almalıyız. Toplum olarak daha etik bir dijital iletişim ortamı yaratmak için çaba sarf etmeli ve bu değeri gelecek nesillere aktarmalıyız. Unutmayalım ki, empatiyle iletişim kurmak, insanlığımızı güçlendirir ve daha sağlıklı ilişkiler oluşturmamıza yardımcı olur.

https://guncelbilisim.com.tr/dijital-etik-ve-sorumluluk/ Erişim Tarihi: 28.04.2024 18.55

Betül Karacan 210612039

Yorum bırakın

WordPress.com Tarafından Oluşturulan Web Sitesi.

Yukarı ↑

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın